Derin Bir Çığlık Panaroması
Silik, donuk bir resim hafızamdaki.Hatırlanmasının güçlüğünü içindeki hüzünden alan acı bir hatıra.Siren sesleri,polis telsizleri,binbir farklı baştan çıkan binbir nefes sesi,dudaklardan dökülen yalın ve çok sesli harfler. Kaburgalarımı dahi titreten soğuğa karşı direnen ince derim ve hiç de iki dirhem bir çekirdek halde olmayan bir ben. Kum tozlarıyla birleşerek rüzgarın yalayıp geçtiği ve buz gibi bir ifade bıraktığı o tepkisiz suratım. İçinde kendimi kaybetsem bulamayacağım karışıklıkta olan kafam ve kafamın içinden bana gülümseyen bir beden. Gözlerim damlacıklarını salmaya hazırlanırken içimden ona kahkahalarla gülen içimdeki yabancı. Kendine ne işin var burada diye soran, korkudan göz bebekleri şekil değiştirmiş küçük bir kız çocuğuyum da aynı zamanda. Burası senin ruhunu hissettiğin, acıyla karnını doyurduğun evin de diyen şehvetli gözlerini bana dikmiş bir başka kız çocuğuyum da ayrıca. Aynı anda iki insan aynı anda iki farklı dünya. Etrafımdakilerden bir habermiş gibi hisseder...