Kanatların Ucunda Ölüm

Ölümü düşündüm bugün,hayatın olağan akışı içerisinde süregiden olayların aslında hiç de süregidemeyişi üzerinden düşündüm ölümü. Oturup sakince düşünemedim,binbir tane düşüncenin karmaşası içerisinden onu seçtim de düşündüm. Öylesine dalarken düşünemedim,hayat yoluma onu çıkardığı için düşündüm. Bana uzaktan bakıp el salladığı,göz kırptığı için düşündüm. Ben buradayım beni hisset dediği,varlığını benden esirgemediği için düşündüm. 20 yaşında,hayatım tam da tıkırındayken,gençliğimin baharındayken düşündüm. Sonra anladım ki aslında yolundaymış gibi görünen her şeyin arka planında seni bekleyen bir sürpriz var;iyi ya da kötü,mutlu eder ya da etmez ama var,bekliyor ortaya çıkacağı günü. Ve ölümü düşünürken onun algılanabilirlik çerçevesini düşündüm bir de. Çünkü ateşin yanışını uzaktan izlemek ile onun kendi içinde yanışını hissetmek çok başka şeylerdi. Televizyondan bir acı haber dinlemek ile,acı haberin ta kendisi olmak çok farklı şeylerdi. Ve insan bunu ancak tattığında o acıya hakim olabilirdi. Üzüldüğünü sandığı bir çok olgunun aslında hüzün terazisinde hiç de ağır gelmediğini o zaman fark ederdi. Peki ya her insan fark etmeli miydi? Her alanda bize yüzünü gösteren adaletsiz dünya düzeni bu konuyu da es geçemezdi tabii, vardı burada da bir adaletsiz dağılım. Kimisi katlanılamayacak hayatlara sahip olur,acıyla büyürdü. Kimi de suya sabuna dokunmadan krallar gibi yaşardı. Ölüm herkesi bulurdu ama,elbet bulurdu da acısını herkese eşit yaşatmazdı tabi. Adaletsizliği de zaten buradaydı onun. Yoksa dünya üzerinde herkesin eşit olarak sahip olduğu iki şey vardı;doğum ve ölüm. Onlardan başka ne düşünürseniz düşünün biri altta biri üstte kalırdı kefenin. Tüm bu adaletsizlik içerisinde dahi sabır vardı hayatın size kazandırdığı,zamanın yaraları iyileştirmesi vardı,belki acısı hiç geçmezdi ama acıyı ilk günkü gibi hissettirmeyişi vardı. Zaten acısı ilk günkü gibi kalsaydı bedbahtlığın,kimse devam edemezdi yaşamına. Ve ben tüm bunlarla beraber duygu ve düşüncelerimi ölüm olgusundan nasıl kurtarabilirim diye düşünemedim. Çünkü ilk defa şahit olmasam da ilk defa hissettim ölümün ağırlığını. Kim bilir kendi üzerime çöktüğünde nasıl hissederim dedim,ya da belki de hissetmem de takar kanatlarımı yükselirdim göğe,kim bilir. Umarım öyle olmuştur.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Başka Âlem

Akrep ile Yelkovan

Kırmızı Rugan Ayakkabılar